İlk durak Gelati Monastery.
David the Builder eskiden buraları inşaa eden Kutaisi'ye çok katkısı olan bir kral
Mezarı da burada.Yerde.Üstüne basılıp geçilmesini istediği için yere koymuşlar.Mütevaziliğini gösteriyormuş.
Kilise kuralları katoliklerden daha katı.Kadınların saçı örtülüyor kısa eteklerle girilmiyor.
Önden davranıp içeri girecekken içeriden çıkan uzun sakallı bir papaz beni kendine çekiyor ve alnıma bir öpücük konduruyor.Ben şok ben iptal.
Mariam'ı da öptükten sonra gülme krizi tutuyor.
Neyse giriyoruz kiliseye.Restorasyon aşamasında.Ortodokslarda heykelden çok figürler ve resimler var.İçeri de genç bir rahip yüksek sesle dua ediyor.
Azizlerin kafa tası ya da bacak kemikleri koruma altında bir camda saklanıyor.
İnsanlar hem bu resimleri hem de bu kemikleri camın üstünden öpüp alınlarını yaslıyorlar.
Ölüler için ayrı bir dua yeri var. Isa'nın çarmıha gerildiği bir heykelin önünde dua edip mum dikiyorlar.
Burası aynı zamanda akademi imiş.Bahçesinde yeni yapılan kazılarda şarap fıçıları bulunmuş.Dağın tepesinde yeşillikler içinde.UNESCO dünya mirasları listesinde
Mozameta Monastery
Gelati'ye göre biraz daha küçük bir kilise.İçinde azizlerin kafatası olduğu bir cam var ve altında boşluk var.Dilek tutarak bu boşluktan 3 kez dizleri üstünde kenarlara değmeden geçmeye çalışıyorlar.
Bahçesinde bir kuyu var içine bozuk para atmışlar.Yine orman, yeşillik ve doğal güzellik.
Bagrati Katedrali
11.yy'da inşaa edilen bu katedrali restore edilmiş haliyle gezmek mümkün.UNESCO ile restorasyon konusundaki tartışmalar neticesinde yeniden 2012 de inşa etmişler.Kutaisi'nin görülebildiği bir tepede.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder