Bugün sizlere hiç de iç açıcı olmayan bir yerden bahsedeceğim.
Nazi kamplarından biri.
1940 yılında Nazi karşıtları, homoseksüeller, Yahudiler, Çingeneler, engelliler için yapılmış Hitler'in "Final Solution" (Nihai çözüm) adını verdiği Auschwitz kampındayız.
Nazi Almanyasının geleceği için ülkenin işine yaramayan bireyler bu toplama kampına getirilir, çalışabilecek durumda olanlar seçilir, en ağır işlerde köle gibi çalıştırılır.
Çalışamayacak durumda olanlar ve yaşlılar bir kenara ayrılır.
Banyo yapmaya götürüdüklerini zannederek çırılçıplak gaz odalarına götürülür, geriye cansız bedenleri kalır ve krematoryumda yakılmayı beklerler.
"Arbeit macht Frei" "Çalışmak özgürleştirir" mottosuyla Auschwitz kampına hapsedilen binlerce insan.
Bloklar halinde bir kamp.
Duvarlar kurbanların fotoğraflarıyla dolu.Yahudilerin fotoğrafları dahi yok.
Her bloğa girerken hissediyorsun o karanlığı.
Koca bir bölüm kadın saçlarıyla dolu.
Gaz odalarında öldürülen kadınların saçları.
Tekstilde kullanılmak üzere ayrılmış.
Kampa girip kadın-erkek diye ayrıldıklarında endişeleniyorlar.Aileler biribirinden ayrılıyor.
Belki de son defa birbirlerine sarılıyorlar.
Yine de küçük bir umutları var..
Çalışıp yeniden buluşacaklarını hayal ediyorlar..
Belki bu dünyada belki de sonsuzlukta..
Kampta yaşam başlıyor.
Her gün sayım için buz gibi havada sabahın erken saatlerinde çizgili pijamalarıyla dışarda bekliyorlar.Köle gibi akşama kadar çalışıyorlar.
Karşılığında bir kuru ekmeği zor buluyorlar, ya da bulamıyorlar.
Üçer katlı ranzalarda kalıyorlar.Her blokta onları kontrol eden görevliler var.
Hoşlarına gitmeyen bir davranış olunca cezalarını çekiyorlar.
Bu kimi zaman karanlık, oturmak için kadar bile büyük olmayan, tırnak ucu kadar delikle içeriye havanın girdiği ve çoğunun hava yetersizliğinden öldüğü karanlık hücrelerde, kimi zaman aç bırakılarak, kimi zaman dövülerek, kimi zamansa ölüm noktasına getirilip kurşuna dizilerek gerçekleşiyor.
Kamplara getirilen kadınların çoğu insanlık dışı deneylere maruz bırakılıyor.
65-70kg olarak kampa gelen kadınlar 3-4 ay sonra 25-30kg' ye düşüyor.
Yürüyen iskeletler..
Çoğu daha fazla direnemiyor..
Gencecik yaşta, gencecik kadınlar hayatlarını bu ölüm kampında kaybediyor.
Öyle bir insanlık(!) dramı..
Öyle bir Ölüm Kampı..
Birkenau.
Auschwitz kampının dolduğu sıralarda kampa yakın yeni bir alan oluşturulur.
Önceleri yine kadın erkek olarak doldurulan bu kamp sonraları sadece kadınların ölüm kampı olur.
Büyükçe bir düzlüğe kurulmuş.İçinde onlarca ahır.
80 atın sığabileceği kulübelere 400 insanı doldurmuşlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder