31 Ara 2015

Oslo'dan Notlar





Oslo dünyanın en pahalı şehirlerinden.
Bu pahalı şehirde en uygun fiyata nasıl gezerim diyorsanız bir kere hazırlıklı gelmeniz gerekir.
4-5 gün gibi bir seyahat planlıyorsanız çantanıza kyafetten çok yiyecek koyun.
Özellikle bir de kış aylarında seyahat ediyorsanız bozulma ihtimali de olmayacağı için peynir bile götürebilirsiniz.
Ben şahsen tost ekmeği, peynir, kraker, hazır çorba, makarna ve kahve depolamıştım.
Ve bir de boş su şişesi.
Gerçekten çok da işime yaradı.
Çünkü suyun bile 28 kron yani yaklaşık 3.5 euro olduğu bu kentte paramı yiyeceğe harcasaydım ne müze gezebilirdim ne de fiyort turu yapabilirdim.

Müzeler öğrencilere %50 indirimli.Genelde 50 kron.
Şehir içi ulaşımda hava çok soğuk olmadığı sürece sadece yürüyerek bir çok yere gidebilirsiniz.
Ya da benim gibi önce yakın yerleri gezip sonrası için 24 saat her türlü ulaşımda kullanabileceğiniz 90 kron olan biletle uzak yerleri gezebilirsiniz.
Ya da risk alıp biletsiz binersiniz:)

Bu arada çok soğuk donarım diye düşünmeyin.Aralık sonunda gitmeme rağmen hava güneşli ve ılıktı.Biraz İstanbul havasına benzettim.
Size tavsiyem Oslo'da döviz bozdurmayın.
Ne havaalanında ne de şehrin içinde.Çünkü 50 Kron gibi bir komisyon alıyorlar.İçinize oturuyor.
Allahtan hostel euro kabul ediyordu da sadece haryacağım kadar bozdurdum.
Bir de bozdurmayı düşünüyorsanız da bir anda hepsini bozdurun.Böylelikle her defasında 50 kron vermekten kurtulmuş olursunuz.Bir diğer alternatif ise sadece kredi kartı kullanmak.İstasyondaki tuvaletlerde bile kredi kartı kullanabiliyorsunuz.Bu yönden çok daha pratik.

Şehirde çok sayıda turist var.Özellikle Çinliler zaten her yerde:)
Onun dışında şehirde yaşayan insanlarda farklı millletlerden.Siyahisi, Arap'ı, Afrikalısı.Çok sayıda göçmen var.Bana nu yönüyle daha çok NewYork'u anımsattı.Hatta NewYork'tan sonra en çok siyahi gördüğüm şehir diyebilirim.Birlikte uyum içerisinde yaşıyor gibi görünüyorlar tabii detayları bilemem:)

Alışveriş yapmanızı şahsen pek tavsiye etmesem de illa para harcayağım diyorsanız İskandinav markası olan BigBok kaliteli bir mağaza.Bunun dışında City Oslo adındaki alışveriş merkezi de pek çok markayı bir arada bulabileceğiniz bir yer.

Market alışverişi ihtiyacınız varsa Seven Eleven ya da Narveseen marketleri hemen her sokakta.Yalnız fiyatları oldukça pahalı.Daha uygun şeyleri bulabileceğiniz Kiwi ve Rimi adı verilen marketler onlara nazaran çok daha uygun.Haritada arattığınızda merkezde olmasa da yürüyecek mesafede olduğunu görebilirsiniz.

Her ne kadar pahalı bir şehir olsa da tutumlu davranarak ve biraz da nefsinize hakim olarak güzel bir 5 gün geçirebilirsiniz :)


Oslo Fjords



Norveç deyince insanın aklına soğuk, güzel manzara ve fiyortlar geliyor.
Oslo'da bu üçünü de görebilirsiniz.
Fyord gezi turları sabah 10 gibi başlıyor 4'e kadar devam ediyor.
Yaklaık 1 saatte Oslo'ya yakın fiyort adalarını görüyorsunuz.
Tabii fiyort deyince Bergen'e kadar uzanan o keskin kıyılaraklınıza gelmesin.
Fiyort adaları oldukça küçük.Yine güzel manzaralar yakalayabileceğiniz keskin tepeler ve körfezler var ama çok büyük değil.
Oslo'ya en yakın ada Hovedoya.
Bu fiyortları görmek için iki seçeneğiniz var.
Birincisi marinada yer alan Oslo Fjord Sightseeing botları.250 Kron civarında olup fiyortlar arasında yaklaşık 1 saatte gidip geliyor.
İkincisi ve bana daha cazip geleni ise şehir botları.
Oslo'ya yakın tüm fiyortların arasından geçiyor.Hepsinde duruyor.İsterseniz inip bir tur atabiliyorsunuz.Ve sonraki botu yine indiğiniz yerden yakalayabiliyorsunuz.
Turist Bilgi Ofisinden edindiğim bilgiler neticesinde ben ikincisine karar verdim.
90 Krona 24 saat geçerli bilet aldığınızda bot, tramvay ve otobüsü bu kartla kullanabiliyorsunuz.
Aslına bakarsanız kontrol etmiyorlar.Risk alıp direk binebilirsiniz de.
Ama ben işimi sağlama alayım dedim.



Havanın güneşli olduğu güne de denk gelince bu tur uzun zamandır deniz görmeyen benim için gerçekten harika oldu.
Adacıkların üstünde minik minik renkli evler ve hemen kıyısında balıkçı tekneleri bulunuyor.
Oldukça sakin ve huzurlu görünüyor.
Bu adacıklardan Oslo'ya 5 dakika mesafede olan en güzel ada dedikleri Hovedoya'da indim.
Adanın hemen girişinde yer alan haritayı inceledikten sonra adayı gezmeye başladım.
Adada Cistercian Manastırı kalıntıları ve Napolyon Savaşına katılan ülkenin Oslo'yu korumak için bu adaya kurdukları toplar mevcut.
Zamanında bir kaç barakadan oluşan Alman Kampı'ndan geriye manastırın yakınında bir baraka kalmış.
Özellikle yaz aylarında kalabalık olan bu ada görülmeye değer.










Vigelandsparken, Oslo



Şehirdeki en büyük park olan Frogner ya da diğer adıyla Vigelandspark, Oslo'nun Frogner bölgesinde bulunuyor.
12 numaralı tramvayla kolayca ulaşabileceğiniz bu parkı meşhur yapan içerisinde bulunan heykeller.
Bu heykeller Gustav Vigeland adındaki sanatçı tarafından 1920-1943 yılları arasında yapılmış.
Tek bir sanatçı tarafından yapılan dünyanın en büyük heykel parkı.
Haliyle çok sayıda turistin de ilgi odağı.








History Museum, Oslo


Vikings Gemi Müzesine aldığınız bileti 48 saat içinde kullanabileceğiniz yer History Museum.
Yani hazır gemileri gezmişken Oslo'nun ve Vikinglerin tarihi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak istiyorsanız bu müze oldukça eğitici.

Girişte orta çağdan başlayan sergiler 3 kat boyunca uzanıyor.
İçerisinde Arctic, Asya, Amerika, Mısır tarihine dair bir çok eser sergileniyor.
Öyle ki içeride gerçek mumya bile var.
Eserlerin yanlarında bulunan kitapçıklarda size ayrıntılı bilgiler sunuyor.
Vikinglerin yaşam tarzları, giydikleri kıyafetler, kullandıkları eşyalar...
Oslo Bankasına ait eski paralar ve Nazilerin çalmaya çalıştıkları varlıkları nasıl kaçırdıklarına dair hikayeler...

Oldukça eğitici ve güzel bir müze.












Vikings Ship Museum, Oslo





Vikinglerden kalma Oseberg, Gokstad, Tune gemilerinin sergilendiği bu müze, oldukça ilgi çekici.
Vikinglerden kalma mezar olarak kullanılan bu gemilerde mezar eşyaları ve iskeletler bulunuyor.
Bunlar da ayrıca sergileniyor.
Mezar hırsızları tarafından çalındığı düşünülen değerli taşlar dışında günlük hayatta kullanılan eşyalar dikkat çekiyor.Tencere, sandık, tahtadan yapılan yatak gibi şeyleri burada görebiliyorsunuz.
Özellikle Oseberg gemisi bilinen en eski gemi mezarı.
Üstelik kare-kod uygulamalı gezi rehberi var.
Free wifiile bağlandığınızda her geminin yanında bulunan kare kodları akıllı telefonunuzdan okutuyorsunuz ve ses kaydı biçimindeki rehberi ücretsiz dinleyebiliyorsunuz.












Akerhus Fortress, Aker Brygee, City Hall, Oslo

Oslo Marina'ya gittiğinizde kıyıda görebileceğiniz yerlerden birisi Akerhus Kalesi.
1200'lü yıllarda yapıldığı tahmin edilen kale, Oslo'yu korumak için kullanılmış.
Girişlerin ücretsiz olduğu bu kaleden harika fotoğraflar çekebilirsiniz.

Aker Brygge ise kalenin hemen karşı tarafında bulunan bölge.
Alışveriş merkezleri, lüks restoranlar ve iş yerleri bulunuyor.
Üstünden geçen köprülerle kanalların arasından geçiyorsunuz.
Oldukça göz alıcı ve hoş bir yer.
Gün batımını Kuzey Denizi'nde izlemek için harika bir nokta.




 Kıyıya yakın bir yerde göze çarpan binalardan bir diğeri ise City Hall.
Her saat başı çalan çanı ile bünyesinde sanat stüdyoları da bulunan belediye işlerinin yapıldığı bina.
Nobel ödülleri seremonisinin gerçekleştiği yerlerden birisi de olan City Hall Oslo'nun tanınmış binalarından.




Oslo Domkirke, Opera House,Oslo



Karl Johns Gate'e yakın bir sokakta görebileceğiniz katedral klasik barok tarzı Avrupa kiliselerine göre çok daha sade.İçi binlerce süsle, varakla dolu karmaşık görünümlü kiliselerden çok daha zarif ve ferah.17.yyda yapımı tamamlanan katedral Oslo'nun önemli bir katedrali.






Tren istasyonuna yakın bir yerde hemen kıyıda görebileceğiniz yerlerden biri Opera House.
İlgi çekici mimarisi ve dışarıdan ulaşabileceğiniz terasıyla Oslo manzarasını izleyebileceğiniz bir yer.Yalnız çok rüzgar alan bir yerde.Şapka takmayı unutmayın:)



National Gallery, Oslo, Norway



Oslo'ya gelmişken bana göre görülmesi gereken iki şey var.
Biri Norveçli Edvard Munch'un tablolarını görebileceğiniz Ulusal Galeri ya da Edvard Munch Müzesi.
İkincisi ise Vikings Gemi Müzesi.

Edvard Munch, hemen herkesin bildiği "The Scream" "Çığlık" adlı tablonun sahibi.
Munch'un aynı tablodan dört tane yapması ilginç olmakla beraber tabloların 3'ü Oslo'da bulunuyor.
1 tanesi Ulusal galeri de diğer ikisi ise Edvard Munch müzesinde.
Amacınız "Çığlık" ı görmekse bence Ulusal Galeri daha cazip.
Munch'un "Madonna" ve "Hasta Çocuk" tabloları da burada sergileniyor.
Bunun dışında çok sayıda ressam ve heyekeltıraş'ın eserlerini görmek mümkün.
Bunlara Picasso ve Manet'de dahil.


                                                                     "The Scream"

                                                                  "The Sick Child"




Üstelik müzenin ilk odalarından birine koydukları kara kalem ve kağıtla istediğiniz tablonun önüne oturup çizmeye çalışabilirsiniz.
Yine aynı odada "Anne ve çocuk" heykeli bulunuyor.Bir çok kişi bu heykeli kara kalemle çizmiş.Duvardaki panolara asmışlar.
Bende dedim ki neden denemeyeyim? :D







Ve sonuçta ortaya bu çıktı :D Tamam gülmeyin ama ben bu kadarını bile beklemezdim kendimden!
Gerçekten gezmesi oldukça keyifli bir müze.
Oslo'ya gelmişken bir kaç saatinizi ayırmanızda fayda var.














Karl Johns Gate, Norway

Hani uçak bileti 20 euro demiştim ya.
Uçak Oslo'dan 2 saat uzaklıktaki Sandefjord, Torp Havaalanına indiği için tabii ki de :D
Oslo'ya gitmek için trene binmeniz gerekiyor.Havaalanı önünden ücretsiz shuttle servisler sizi en yakın tren istasyonuna bırakıyor.15 dakika da 1 tren geliyor.Fiyatı 195 Norveç Kronu.Yani yaklaşık 20 Euro.
Oldukça modern trenlerde, kıyılardan ve fiyortlardan ilerleyerek keyifli bir yolculukla Oslo'ya ulaşıyorsunuz.Şansıma hava güneşli.
Ayağımın tozuyla Karls Gate ve Christmas Market'de biraz tur atıp hostele geliyorum.Neyse ki Euro kabul ediyorlar.Biraz dinlendikten sonra hemen haritamı alıp başlıyorum planlara..

Oslo'nun meşhur caddesi Karl Johns Gate.
Burada sokak "Gate"demek.
Bu arada Norveççe çok tatlı bir dil.Dikkatle dinleyince bir kaç şey anlayabiliyorsun.Sanki burada 1 ay kalsam dili çözermişim gibi.İngilizce-Almanca karışımı gibi çok eğlenceli.
 Bu cadde ve sağlı sollu açılan kolları dünyaca ünlü markaları barındırıyor.Micheal Kors'tan Burberry'e, İskandinav markası BigBok'tan H&M'ye kadar ne ararsanız var.Büyük oteller, şaşalı restoranlar da bu cadde üzerinde yer alıyor.








Noel zamanı olduğu için caddenin solunda kalan parkta Noel Pazarı açılmış.Ortasında kocaman buz pisti ve dev dönme dolabıyla ışıl ışıl.Noel Pazarında satılan yünden eldivenler, çoraplar, çıtır tatlı Churros ve sıcak Noel kokteyli içinizi ısıtıyor.Oldukça kalabalık.Herkes çocuğunun elinden tutmuş ailecek eğleniyor.Genç babalar göze çarpıyor.Çocuklarının yanında olan anneden çok baba var.Üstelik oldukça genç ve tatlılar :)






                                               Churros; denemeye değer çıtır lezzetli bi tatlı


Caddeden yukarıya ilerleyince küçük tepedeki Royal Palace'ı görüyorsunuz.
19.yy'da yapılan "173" odalı bu saray Monarşi ile yönetilen Norveç'in Kraliyet Ailesinin günümüzde yaşadığı yer.Sarayı çevreleyen bahçe halka açık.Gün ortasında gerçekleşen askerlerin nöbet değişimini de buradan zileyebilirsiniz.


                                            Royal Palace'dan Karl Johns Gate'e bakış


                                                                    Royal Palace