Evet ilk günü güzel gezdik tozduk, ilk yazılarımda bahsettiğim yerlere gittik.
Ancak bir sorun vardı.
Akşam olmuştu ve geri dönmemiz gerekiyordu.
Manhattan'dan Brooklyn'e.
Metroya geldik.Ancak hangi metroya bineceğimizi bilmiyoruz! Olamaz!
Nerede indiğimizi, hangi metroya bindiğimizi, nerede inmemiz gerektiğini..hiç birini bilmiyoruz.
Elimizde adres var ancak geçen seferki gibi 50 dolar vermek istemiyoruz.
Bir kaç görevliye soruyoruz, onlar bize aktarmalı komplike bir şeyler söylüyor.Oysaki biz bir metroyla direk gelmiştik!
Sonra Afro-American bir kız yanımıza geliyor.
-Kaybolmuşa benziyorsunuz
(O kadar mı belli)
-Evet hangi metroya bineceğimizi bilmiyoruz
Adresi gösteriyoruz.
Bir şeyler anlatıyor.Tek gidişlik.Bu olmalı diyoruz.
O kadar da büyük bir istasyon ki onlarca tren. X,Y,Z gibi harflerle isimlendirilmiş.
Kıza sarılarak ayrılıyoruz.Sonunda bir tanesine biniyoruz.
Kendimize yakın hissettiğimiz durakta iniyoruz..
Kendimize yakın hissettiğimiz çünkü hala hangi durakta inmemiz gerektiğini bilmiyoruz.
Telefonların da şarjı bitiyor.Ne harita ne de arama yapabiliyoruz..
İndiğimiz yeri anlamaya çalışıyoruz.
-Aa evet Ocean Avenue! Yaklaşmış olmalıyız.
-İşte 21st Street.Bu sokakta ev!
Sokakta ilerliyoruz.Akşam 11.
1620 numaralı bloktayız. Ev ise 2358'de.
Biraz yürüyeceğiz heralde diyoruz.
Ama ne yürümek!
Hızlanıyoruz giderek.Acaba yanlış yer mi?!
Önde giden baba-oğul olduğunu düşündüğümüz uzun ceketli, şapkalı, lüle saçlı yahudilere yanaşıyoruz.Adresi gösteriyoruz.Bu sokak ama daha çok yürüyeceksiniz diyor.
Ne bir taksi ne bir araba geçiyor.Biz yürümeye devam ediyoruz.
Sanıyoruz ki Türkiye gibi kısacık daracık sokaklar.
Ama ne kısa!
Yaklaşık 1.5 saat sonra eve ulaşıyoruz.Ne berbat bir tecrübe!
Siz siz olun sakın New York'un büyüsüne kapılıp nasıl geri döneceğinizi öğrenmeden yollara düşmeyin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder