Buda Kalesi, hiç kuşkusuz Budapeşte deyince akla gelen ilk yerlerden.
1265 yılında tamamlanan saray kompleksi UNESCO Dünya Mirasları listesinde de yerini alıyor.
Orta çağ, barok tarzında inşa edilmiş. Osmanlı zamanında Sultan Süleyman saraydaki bronz heykelleri ve kütüphanedeki bir çok kitabı İstanbul'a götürmüş. Budin eyaletinin merkezi haline getirilmiş. Sonrasında çok defa Avusturyalı Habsburg hanedanı tarafından ele geçirilmek istenen kale çatışmalar sırasında oldukça hasar görmüş.
İki yıl boyunca sürekli kuşatılıp alınmak istenen kale 1686 yılında Papa'nın önderliğinde oluşturulan Kutsal İttifak ile alınıyor.1.5 asır süren Osmanlı hakimiyeti bu savaşla son buluyor. Osmanlı hükümdarlığı altında özgürce yaşayan Çingeneler ve Yahudiler savaşta Osmanlının yanında oluyor. Ancak 7000 Türk'e karşı 65.000-100.000 kadar Alman, Macar, İngiliz, Fransız askerleri Osmanlıyı bozguna uğratıyor. Barut deposu olarak kullanılan kuleye ateş açılınca büyük patlama meydana geliyor. Anlatılanlara göre Türk nüfusunun bu kadar yoğun olmasından haz etmeyen Hristiyanlar gördükleri her Türk'ü kadın çocuk demeden katletmişler. Camileri ve medreseleri yıkmışlar. Kalede en büyük hasarı o zaman vermiş. Sonrasında Habsburgların eline geçen şehir yeniden Hristiyanlaştırılmış. Sonrasında çoğu kez restore edilen kale son halini almış.
Kalede ziyaret edebileceğiniz Ulusal Galeri bulunuyor.
Kale'de çekilen filmden bir kare
Kale'ye Chain Bridge'i geçtikten hemen sonraki patika yol dan ulaşabilirsiniz. Yürümek istemiyorsanız tepeye çıkan bir füniküler ve 16 numaralı otobüs var.
Kale bölgesi içerisinde yer alan bir diğer nokta ise Matthias Kilisesi.13.yy da yapılan kilise barok tarzında.Prag'da sarayın içerisinde yer alan kiliseyi andıran bir görüntüsü var.Osmanlı kuşatması altındayken kilisedeki hazineler Pressburg'a yani günümüz Bratislava'sına taşınmış.Osmanlı döneminde iç yapısı beyaza boyanıp yeniden yapılarak camiye çevirilmiş.
Haçlıların Buda'yı işgali sırasında camiye gelen bir topla bir duvarı çöken caminin duvarları arasına saklanan Hz.Meryem heykeli Müslümanlar namaz kılarken ortaya çıkmış.Tam o anda da şehir Hristiyanların eline geçmiş.
Fishermans Baston yani Balıkçı Burçu kilisenin etrafına 1902 yılında yapılmış.II. Dünya Savaşı sonrasında restore edilmiş.896 yılında bölgeye yerleşen 7 Macar kabilesine ithafen 7 kuleden oluşuyor.İsmini ise Orta Çağ zamanında şehri savunan balıkçılardan alıyor.
Tuna Nehrini ve karşı kıyıdaki Parlementoyu güzel bir açıdan görebileceğiniz terasları var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder